kabataşta ada vapurunu beklerken aslı uzun zamandır görmediği denizle hasret giderdi..atayım seni dediğimde at at diye bağırıyordu... vapura zor bela bindik,açık alanda oturduk,üst katta..aslıyı durdurmak ne mümkün..daha binmeden martılara simit atma sözünü kapmıştı,öyle ikna olarak bindi ancak...attığı simitler de martılara değil altta duran abilerin kafasına yar oldu..attıktan sonra da abiiiii abiii diye seslendi durdu.... yolculuğun son anlarında , malum bir saate yakın sürüyor yolculuk,uykunun da verdiği huysuzlukla kendini tanıttı..bütün vapura tanış olduk..mesele o daracık merdivenlerden kendisi inip çıkacakmış...vurdum poposuna bi şaplak,yat bakimm,döverim dedim de ağlana sızlana omzuma yaslandı da inebildik.... iner inmez parkı gördü,kayaklara ve ata saldırdı..ordan koparmak için gerçek atları gösterdik,sevindi,bu sefer de atlara binmek istedi...neyse ki fayton sürücülerinden biri aslının sevgisine lakayt kalmadı..onu iki ata da bindirdi... en sonunda aslıyı pusetine yatırab...