Kayıtlar

Ekim, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Hasat zamanı

Resim
Salı günleri pazar kuruluyor,hafta içi olması ilk başta garibime gitse ve de ders programıma uymasa da anlamaya başladım mantığını...Köylüler hem alışverişe hem çocuklarının okuluna hem de doktor vs resmi işlerine vakit ayırabilecekleri bir günü seçmişler...Dedim ya bana ters,gidemediğim için...Başka günlerde de köy ürünü bulmanın imkanı yok....Okulun ilk haftası tadilat sebebiyle öğrenciler yoktu,ben de rastladığım böğürtlen ve kızılcıklardan kova kova eve taşıdım...Büyük bir kısmını dondurdum,kışa yetecek kadar da reçel ve marmelat yaptım...Kızılcık şerbetini de kalan meyve posalarını tekrar değerlendirme amaçlı denedim...Ekşi ama soda ile karıştırınca muhteşem bir tada kavuşan içeceklerim oldu.... Taze halde iken dokunmaya kıyamayacağım bir görsellikteydiler...Donmuş hali apayrı güzel..Arada bir dolaptan çıkarıp sevip özlem giderip bi tane de ağzıma atıp geri koyuyorum..Aslı da Yusuf da kase kase yediler böğürtlenden..Ben de hayatımda hiç bu kadar yememiştim...Malum İstanbul

Dil Yaralarım

Yazmışım,taslaklar arasında unutuvermişim,karşımda görünce şimdi,devamını da yazmalıyım dedim... "Onlarca,yüzlerce düşüncenin geçtiği aklımı istila ettiği bir anda,en büyük derdimi,bu hayatta gerçekten de en büyük imtihanım olduğunu düşündüğüm 'sevgiyi' yazmalıyım dedim kendime..Kendimce,bana gösterilen,yaşatılan şekliyle,çeşidiyle.... Bir takım psikoloji ve kişisel gelişim kitapları okumuş,ya da benim gibi pedagojik formasyon almış çoğu kişi,çocuklukta yaşanan her olayın etkisinin çığ gibi büyüyerek,gelecekteki davranışlara,ilişkilere yön verdiğini bilir...Çocukluğumun geçtiği yıllar ve beni yetiştiren ebeveynlerimin de yaşadıkları sosyal çevre göz önüne alındığında sevgiye doyamadan -en azından kendi çocuklarımla kıyasladığımda-büyüdüğümü,bu konuda gerçekten yetersiz beslendiğimi biliyorum..Çocuğu öpmenin ayıp,sevmenin ise şımartmak,disipline edememek olarak algılandığı bir zamanda çocuk olmak zordu... Şiirii edebiyatı pek sevmem..Hele ki bir şiir dinletisine fela

pazar yürüyüşü

Resim
Güneş yüzünü gösterdi,kaç bulutlu günün sonunda....Biz de biraz evde oyalandık,baktık ki ısınmak için dışarı çıkmaktan başka çare yok,sımsıkı giyinip yola koyulduk...   Kuzey cepheli evin dezavantajıdır bu,evdeki sıcaklığa göre giyinip sokakta pişmek...Çocukların üst kabuklarını soyduk da yola hafifleyip devam ettik...  Kuşburnunun tadına ilk defa baktı Aslı,o tüylü çekirdekler diline geldiğinden sevmedi bizim kız... Kapısı kilitli  evler çok burda...Yaşlıların evi genelde şimdi ıssız,yazın şenlikli günlerini bekliyor...  Arada yaşam emareleri gösterseler de her zaman geçtiğim sokaklarda insan göremiyorum.....  Boncuk gözlümü,nadiren de olsa sabit bulup fotoğraflayabiliyorum....  Burda sonbahar gibi bir geçiş mevsimi yok,yapraklar sararacak diye beklerken bir  de baktık ki dökülmüş çoktan...Hatta çürüme bile başlamıştı....  Bazen kendimi tutamayıp bu evlerden birinin kapısını çalacağım galiba...Öyle cezbediyor ki beni...