Kayıtlar

Ocak, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Dalgalandım da duruldum!

Resim
Çok uzun zaman önceydi herhalde,içimin sıkıntısını,kalbimin daraltısını sokaklarda başıboş yürüyerek atardım,yürüdükçe silinirdim,neyin sıktığını bile hatırlamazdım..Yol uzadıkça kısalırdım …Her adımla eziverirdim, yedi başlı ejderha gibi,kesildikçe tekrar baş çıkaran nefsimin dillerini….Yürüdükçe kalbe giden damarlarım açılırdı….Bir nevi by-pass işte…En güçlü savunma mekanizmam buydu o yıllarda..Bir de arkamda bırakacak,arkamdan bakacak kimse olmadan dışarı çıkabilme özgürlüğüm vardı ya,o bana yetiyordu…Üniversite birinci sınıftayken Kızıltoprak’ta,tam stadyumun karşısındaki küçük bir yurt vardı kaldığım,oraya dek yürüyerek giderdim,ya da iyi kafam olsun diye Göztepe’den Kadıköy’e yürür,yaş ortalaması yüksek olan 4’e yada ER’e binerdim… Bir-kaç günden beri ise neye saldıracağını bilmeyen sıkıntım,gene beni hedef aldı,bumerang gibi,başımdan atmaya çalıştıkça sardı sarmaladı ruhumu…Nefes alacak deliğim kalmadı..Burun deliklerim madden de tıkalı..Gerçek bir tıkanma söz konusuydu…Kita

Bu masal,çorba olsa....

Resim
Başka şeyler yazmayı planlamışken gecenin bir zamanında Aslı’ya evdeki tarhanayı içirmenin yollarını ararken bir masal oluştu..Bu soğuk günlerde hem içinizi ısıtsın,hem de tarhana sevmeyen çocuklara sevdirmek için bir bahaneniz olsun diye bu seferlik masalımızı paylaşayım dedim…Bizim evde zor yenen (genelde çoğu yemeği zorla yediğinden) her yemek için bir masal-hikaye vardır,uydurduğum,her işe de bir masal türevi anlatırım,eğer ruh halimi sinirden sabıra kaydırabilirsem…Saçını taratmayan kız,çişini tuvalete yapan çocuk,alyuvarlar mikroba karşı,midede şarkı söyleyen köfteler vs...Her zaman da işe yarar,çünkü Aslı medeni bir kızdır,hani medenileri galebe ikna iledir ya,o bakımdan…Ve perde.... “Çok eski zamanlarda küçük bir köyde fakir bir aile yaşarmış…Betül ve annesi Hanife teyze…(baba neden yok bilmiyorum,evdeki babadan daraldığımdan olabilir)..Bağdat’ın köpekleri gibi bulduklarında şükredip yoklukta sabredenlerden değil de bulduklarında dağıtıp bulamadıklarında şükrederlermiş..Haller

kar kokar buralar...

Resim
Kokusu 1 gün önceden gelir..Sanki içime yağar da sonra yere düşer karlar...O serin kokuyu çekmişsem bilirim ki yakındır yağması..Ne sevinirim,deliririm bu habere...Meteorolojiden değil kalpten haberliyimdir...Az çok havaya bakıp tahmin de yaparım sevdiceğim karın gelişine dair.... Kar yağdıktan sonra hava daha da soğursa,eriyen karlar buza dönüşür,cam gibi saydamlaşır.Üzerlerine attığım her adımda kıyır kıyır ses çıkartır…Sırf bu sesi duyabilmek için karda yürümeyi çok severim…Çocukken karşımızdaki evde oturan Muhlise ablaların bahçesinde hele bu dediğim kıyır karlardan fazlasıyla olurdu…Kendimi pek mühim bir araştırmada sanan dedektif edasıyla bahçenin her bir köşesini adımlardım…Ezmediğim kar kalmazdı…Bir yandan mutluluk bir yandan da sanki kıtır kurabiye yermişim gibi bir tat bırakmış bende… Cumartesiden beri kara büyük bir ihtimamla bakıyorum,esen rüzgarla sağa sola savrulan taneleri toprağa serpilen tohumlar gibi önemsiyorum..Çünkü beni mutlu eden minikler onlar..Kimi insanı yağ
bu ay maaşım kadar parayı sevgili sağlık çalışanlarına yatırdım...bir daha yolumuz hasta ziyareti dışında düşmez umarım.. üç hafta öncesinden aldığım dr.randevusunu sürekli erteleme isteğimi yenerek geçen salı günü tırıs tırıs gittim muayeneye..sonrasında ameliyat olma ihtimalim de vardı,hiç bir şey yemeden saat onda köşe başında idim...(gerçekten muayenehane köşe başında)heyecandan randevudan 2 saat önce gelmişim,o arada bi emrivaki ile lise arkadaşımı uyandırdım,ona gittim,Allahtan aynı cadde üzerinde oturuyordu..onun da iki çocuğu hasta..bu dönem herkeste bir hastalık var,Allah şifa versin...saatim yaklaşınca gittim kuzu kuzu,bilgiler alındı,muayeneye geçtik..korktuğum gibi sıkıntılı geçmedi,dr,müdahale gerekli deyince yaptırdım gitti...sadece damar yolu açan hemşireye gıcık oldum,damarlarım inceymiş,ikinci denemede takabildi kelebeği..hala bile damarda sertlik var,şişirdi elimi kolumu..ama çok şükür işlem sonrası yarım saat dinlenmeden sonra ayaktaydım,hatta öyle iyiydim ki,istikl

H1!

Resim
bir sene aradan sonra tekrar beraberiz diye bir yeni yıl geyiğiyle girizgah yapayım...malum aradan sene geçince anlatacak şeyler birikiyor..öncelikle virüslerle mikroplarla beraberliğimiz kavileşti...önce aslı,sonra yusuf,cuma akşam bize gelen annem-babam ve bingo  bennnn...hasta olması gereken en son kişi...kendime telkin veriyorum iyisin,bak sahlep içtin,bitki çaylarını lüplettin,kavurmalı yumurtaları,tereyağlı kızarmış ekmekleri götürdün..seni kim devirebilir yollu...ama burnumda bir kıpırdanma var..bu olayın sonunu biliyorum ben..ayakta geçirilen kuluçka ve beni yere seren grip...hadi hayırlısı bakalım... hafta başından hafta sonuna planlar kuruldu,menü! oluşturmak için yemek dergileri alındı,derste öğrencilerle arada arkadaşlarla ağız suları akıtılarak okundu bu dergiler....tüm bu gayret ve heves tabii ki 31 aralık doğumlu oğlanın ilk doğum günü içindi..gün yaklaştıkça menüden bir yiyecek eksildi...hatta dedik ki bi pasta alsak hazır,evde yapmasam...son anda y