Paylaşım günü

Aslında altın günü mü demeliydim bu güne,bilemiyorum..Altın gibi geçen bir gün olduğu kesin de bunun daha da ötesi bir değere haizdi bu Pazar…üniversiteden sınıf arkadaşlarım ve dershane yıllarından iki tarihçi arkadaş bugün bzana geldiler..Dün gece 2 den itibaren onlara hem güzel hem hafif yiyecekler hazırladım..sık sık misafir ağırlamayınca,gelenin hem gönlünü hem gözünü hem de karnını doyurmak çok motive ediyor beni…Yenilenmiş hissediyorum her anlamda kendimi…Beş kadın beş çocuk,üstelik sadece içlerinde Aslı vardı kız olarak,şen gürültüler eşliğinde muhabbet ettik,projelerimizi konuştuk,dertleştik,ağlaştık…

Şimdi misafirlerim gitti,evi topladım,süpürdüm,kirli bulaşıklar makinede sesli sesli yıkanıyor…Çocuklar uyudu,ne mutlu ki Yusuf kusmadan bu günü bitirdi maşallah…Kendimi işe yaramış görünce pek bir mutlu geçtim bilgisayar başına…

Konuşurken arkadaşımın birinin özel bir meselesi hakkında istişarede bulunduk,fikirler yürüttük,malumdur her sohbette olmazsa olmazdır,ilişkiler masaya yatırıldı,kocalar çekiştirildi,genelde psikolojik olarak analiz edildi,karınca kararınca…Benimse aklımda o konuşmadan hisse olarak şu kaldı; “insan dertleşince,derdini paylaşınca yükünü azaltıyor o bilinen bir gerçek…Bunun yanında sıkıntıyı dinlemek de hem şükür hem de sabır noktasında bir dayanak oluşturuyor..Kendi yaşantısıyla,sorunlarıyla mukayese ediyor,bu bende de var,ben şu açıdan şanslıyım gibi çıkarımlarda bulunuyor..Her güzelin bir kusuru olduğunu bizatihi görüyor…İnsanların tohumu bir olmasına karşın,meyvesi cins cins..Annem,bir elin parmakları birbirine benzemez derdi,insanları kesinlikle bir kefeye koyamıyoruz..Genelleyemiyoruz…bazen de çok iyi bir insanı bir kötülüğüne hapsediyoruz…Ne yaparsa yapsın değiştiremiyoruz önyargımızı…

“Hiçbir şey göründüğü gibi değildir”
Bu söz hayata bakışımda ağırlığı fazla olan bir cümledir….Her olayda bir arka perdenin varlığına inanırım…Varlığa sevinmeme yokluğa yerinmeme seviyesinde değilim ama amacım da tam bu işte…Bu durum belki insanı her yaşananla paranoyaya itse de çoğu durumda ruh sağlığını yerinde ve dengede tutmama vesile oluyor….

Benim bugünden anladığım,iyi arkadaşların iyi dostların bu hayattaki en büyük kazanımlar olmasıydı…”Anlarsa uzağım yakinimdir,anlamazsa yakinim uzağımdır” hikmetince,bizi anlayan,bize merhem olan,hatta daha da güzeli bizi hayra,hakka ve sabra yönlendiren dostların olması,ne büyük bir nimetmiş,hamdolsun….

Rabbim,bizleri iyi insanlarla tanıştırıp kaynaştırsın,şerlilerden ve onların şerlerinden fersah feza uzak eylesin….Amin…..

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

B

evli evine,köylü köyüne...

Yeniden Başlayabilmek