Benim Küllerle Ovulası Yalnızlığım

Burukluk son anın tadı. Tanıdık bir duygu. Bitişe uygun, sanki bu kadar fazla geldi demenin diğer adı. Acaba ben de böyle mi yapıyorum da farkında olmadan karşımdaki insanlara bunu tattırıyorum.

 
Küçük, sığ ve durgun bir su hissiyatı dilimde gezinen. İçinde büyük balıklar yaşamasına nasıl imkan versin. Oksijenim ancak kendi ciğerlerimi doldurmaya kafi gelirken başka atmosferlerde soluk almaya çalışmak da beyhude. Ama kendi içimde boğulduğum bir denizim var, kimsenin haberi yok. Ben bana açığım, aralıktan sızanlar ancak saçmalamaladıklarım. Dost sahibi olayım derken yalnızlığımın artması, kendi kuyumun derinleşmesi neden bilmem. Evet daha önce demiştim Ya Rab belayı aşk ile kıl imtihan beni diye. Eksik imiş deyişim, aşktan çok şefkat ihtiyacım varmış sevdiklerimden belki de bu sebeple hiç bir zaman oturmadı taşlar ve aşklar yerli yerine. O büyük sevmeler de taşırmadı beni coşkudan heyecandan, ayaklarım çok da kesilmedi yerden.
Bekliyorum sürekli, yorulmadım hiç.  Gelmeyeceğini bile bile beklemek ızdırap vermiyor, beklemenin tadına varan bilir bu acılı keyfi. Mutlu anlardan hasıl olandan daha kıymetlidir kederin damakta bıraktıkları. Suskunlukların sözlerden daha uzun olduğu büyük bakışlar bekliyorum. Gözler unutulmuyor vesselam 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

B

evli evine,köylü köyüne...

Kuyu