benim ülkem benim dünyam



Waris Dirie'nin Benim Ülkem kitabını okuyorum.Bitmesine az kaldı..Yıllar önce Çöl Çiçeği adındaki romanını okumuştum,beğenmiştim..Bir ülkeyi gezmişçesine tanıtan kitapları okumayı çok seviyorum..Uçurtma Avcısı ve Bin Muhteşem Güneş'in bana Afganistan'ı,Kabil'i oralara gitmeyi isteyecek kadar sevdirmesi gibi,bu yazarın kitapları da Somali'yi ve çölü sevdirdi bana...




Bir deve çobanı olarak göçebe hayat sürdürdükleri çölde geçiyor çocukluğu..Günümüzün modern hayat gözlükleriyle bakarsak,psikolojik açıdan dehşet bir çocuklukyaşamış kadın..Ruhen çok büyük travmalar yaşadığı düşünülürse,o eski yıllarını geçirdiği yere hiç dönmemesi gerekirdi.Ama o dönüyor..Babasının gözlerine yeniden bakabilmek için..İsyankar,inatçı o kız çocuğunun,kendi ayakları üzerinde durabildiğini,hayatın çarkına yenik düşmediğini gösterebilmek için...Bir de her şeye rağmen o yıllarda çok mutlu olduğunu düşündüğü için...Anne babasını,kardeşlerini,kuzenlerini tüm akrabalarını görüyor,babasını tedavi ettiriyor...Sabah tüm aileyle beraber uyanıp gürültülü sohbetlere dalıyorlar..Ailesi onunla gurur duyuyor..

Bu sayfalara gelene dek kitabı rutin bir zevkle okuyordum..Burdan sonrasında film benim anılarımla devam etti kafamda...Sanki beni anlatırcasına yakın geldi yazılanlar...farklı ülkelerde farklı ailelerle yaşansa da duygular benzerdi...Aileme inat okuyuşum,acaip gergin ve stresli geçen ergenliğim,tüm aileme sırtımı dönüp arkadaş evleri- yurtlarda kalışım,mezun olana dek babamın ne okuduğumu bilmemesi,onların tüm ilgisizliğine karşın eğitimim boyunca hep üst sıralarda yer alışım,kendim çalışarak,ders vererek okumam...hatta hastabakıcılık,bebek bakımı,merdiven bile sildim yani..bir de aldığım kitap taksitleri için temizliğe gidişimi unutamam...yani benim şimdi bunlar için ruhen problemli olmam gerekiyo mu?onu düşünüyorum...Her şeye rağmen ben de yaşadıklarımdan pişman değilim...Değiştirme imkanım olsa bir noktasını bile geri almam.yaşanılanların bana değer ve tecrübe kattığına inanıyorum...Güzel ve heyecanlı bir ilk gençlik yaşamışım...Onları bana yaptıran bir coşku,istek ve cesaret vardı...Öğrenme aşkım vardı..hala da var...


Şimdi ailemle çok iyiyiz..O katı,sert, sinirli ve yanına yaklaşılamayan babam,çocuklarımla köpekçilik oynuyor...Her yazı iple çekiyorum ,köye gidebilmek için...Zamanla ben olgunlaştım,deliliğim duruldu,onlar yumuşadı,köşeleri yuvarlandı,ortada bir yerde buluştuk..Bana kitap okumayı yasaklayan babam,kitap fuarlarına gider oldu..Ve sonra,bizimle (okuyan kızlarıyla) gurur duyduğunu da hissediyorum..Söylediklerimizi kaale alıyor,hak veriyor dediklerimize..En son,benim bir ufak ricamla kurbanını (ki bu konuda çok hassastır)bir vakfa bağışladı..Kızım öğretmen,şu puanı aldı,şöyle böyle oldu demek onların hoşuna gidiyor,benim de tabi hoşuma gidiyor ne yalan söyleyeyim...Çünkü bugüne kadar itibar görmeyen başarılarıma iade-i itibar var az da olsa...

Her okuyuşumda ağladığım "şeker portakalı" aynı günde doğduğum yazarla benzer duygulardan geçmemiz hasebiyle mi yoksa yerinde betimlemeleriyle mi bilemiyorum benim çocukluk yıllarımın arabesk versiyonudur..Kitaplar en iyi dostumdu..Onlar sayesinde uyandım hayata..ve kanmamayı öğrendim...biraz pimpirik oldum insanlara ama bir çok tehlikeden de bu sayede korundum...okul hayatımda ders çalışmak 2.sırada gelirdi,elimdeki kitap bitmeden ders çalışmazdım...İlkokulda öğretmenim enseme şaplak indirirdi dostane,"kitabı bırak dersi dinle"derdi...kırtasiyeden bol bol kitap çalmışlığım vardır param olmadığında..(nerden okuduysam kitap çalmanın günahı olmaz diye..fetvayı almışım o yaşta...)

Ortaokulda Eyüp'teki kütüphaneye üye olmuştum,çıkışta gider ayaküstü 1-2 saat okurdum,giderken de başka bi kitap alırdım,memur kadın inanmazdı okuduğuma..."Hayatta ya öğretmen olmalı insan ya öğrenci" derdim kendime..hala aynı düşüncede olmam ve bu düşünceye çok derin bi şekilde inanmam ,benim gibi savrulmuş biri için inanılmaz bir durum....Tek sevdiğim şey var bu hayatta..tek mutlu olduğum....öğrenmek....nokta...

neyse,nerden nereye geldim,bir kitap hangi kapılarımı açtı,bakın,görün..bir okuyun derim..tüm edebi kaygılarınızı,entrika ve macera isteyen duygularınızı bir kenara bırakıp,bir insan,basit bir deve çobanı gibi düşleyip kendinizi....uzakta....bir çölde....kızıl kumların ortasında...öylece okuyun....

Yorumlar

yaw ne zaman aldın benden mei tai? niye alırken asli şimalin annesiyim falan demedin? aşkolsun
Adsız dedi ki…
unnado kampanyasıyla almıştım zaten indirime girmişti...bi dahakine belirteyim de torpiden yararlanırım...
my little world dedi ki…
benim hikayem de kıyısından köşesinden biraz seninkine benziyor.Ben biraz daha koyun tabiatlıyımdır,babam biraz daha yumuşaktır o kadar..okuma aşkımız okumadan ödev yapamama falan da aynı:))kitabı kesinlikle okuyacağım,inşallah bulabilirim:)
evet lutfen :)
torpilsiz olmaz

Bu blogdaki popüler yayınlar

B

Yeniden Başlayabilmek

evli evine,köylü köyüne...