s.s.s.
bir haftada tam iki akşam serbest ve tek kişilik zamanlarım oldu mustafa sağolsun...sırt çantasız pusetsiz ve iki çocuksuz akşamların tadı doyumsuz,bir kaç saatliğine de olsa....bu akşam kırtasiyeye diye çıkıp taa karşılara mecidiyeköy-şişli hattına uzandım...boğazdan geçiş harikaydı,her ne kadar ayakta da kalsam...zaten çocuklarla tek koltukta 3 kişi gitmekten ayakta tek kalmak büyük lüks son bir senedir...merak ettiğim bi mesele var..otobüslerde çocukları tek koltuğa oturtan yanına da serbestçe kurulan ebeveynler vardır ya..genelde kalabalık olunca ayaktakiler homurdanır,kucağına neden almadıkları sorgulanır...ben de onlardan biri olurum,ya ebeveyn ya da ayaktaki kişi olarak..arkadaşım serpil,bu olaya başka bir açıdan bakmamı sağladı,yol boyunca da onu düşündüm durdum...meraktayım hala...
sss : çocuğu bir birey olarak düşünürüz ya hep,bize çocuk eğitiminde öğretilen aşılanmak istenendir hep...peki neden sürekli kucakta kalması gerekir...hele de yaşlı birine yer vermesi gerektiğini anlayamayacak bir yaşta ise..zaten çocuklar da ağlar,sızlar,hatta olay vahimleşir,çocuk kucakta değil de koltukta oturmak için diretir...şimdi yapılması gereken çocuğu kucağa alarak ne kadar güzel bir dille anlatılsa da yerinden kaldırmak mıdır..yoksa uygun yaşa gelene dek oturtmaya devam mı etmektir...bazıları için bu mesele değil,şahsi aracı dışında toplu taşıma kullanmıyorsa..ama tek çaresi iett olan ben ve benim gibiler için bu çözülmesi gereken bir durum...12 yaşından beri pasolu ve de iettnin sürekli taşınanı olarak...bu da bir şehir kültürü ne de olsa...burayı yazarken de aklıma fight club daki bi sahne geliyor,ne zaman hatırlasam sesli sesli gülmek isterim..hani uçaktadır ya e.norton...pitt amca yanındaki koltukta oturan nortonun önünden geçip koridora çıkacak ya sorar ona..acaba sana önümü mü dönmeliyim arkamı mı..valla aynen o işe benzedi benim sorum...oturtsam çocuğu yanıma,(velev ki biletini ödesem bile) arıza çıkar kesin..kucağıma alsam o harika! kişiliği mi zedelenir,zarar görür..kendinden fedakarlık etmekle yada benliğini beslemek arasında kalacak zavallı çucuğum...bizim kültürümüze göre yaşlıya büyüğe saygı ifadesini öğrenemeyecek mi...
sss : ne olacak benim kağıt kalem hastalığım...kalemleri döküp teker teker düzenleyip sayma...defterleri koklayıp koklayıp hatta yanağıma sürte sürte sevmeler felan..valla ıslanmayacak olsa şapur şupur öpücem onları...hiç birini kullanmaya yazmaya çizmeye kıyamama...evde el sürülmeyen varlıklar benim kırtasiye çekmecelerim..aslı bile !!! izinle açıp kapatır,gelen çocukları da uyarır ellemesinler diye...bugün mal varlığımı artırdım gene..allah hayr etsin sonumu..bi ara sevdiklerimden infak babında eşe dosta verdim bi kaçını..ama ertesinde aynılarından bulup aldım iyi mi....aynısından fazla olanları yanımda taşıyıp kullanabiliyorum ancak..ki onları birilerine verirsem içim acımaz zati...ama dur demeliyim ...denmeli bana...
sss :bir de aşırı acıma ve merhamet duygusunun beni bazen duygu felcine uğratması durumu var ki asıl evlere şenlik olay bu...hani bazen haberler çıkar ya evini kediye köpeğe boğan insanlar..işte onlarla aramda bir ev kadar farkım var..yani bi evim olsa doldururum onları...veririm üstlerine evi..bakımları için gelirim yanlarına...e tabi kendi yaşadığım eve tabii ki de alırım bir kaç tanesini..hele şimdiki evimde bir odacık kafiydi beraber yaşamamıza..buna çok üzülüyorum...olmamamasına...sokakta gördüğüm her canlı kalbimi burkuyor,ne yer ne içer...üşür mü diye....insan boyutunda daha fena tutuluyorum...eskiden katı kalpli olduğumu düşünürdüm,ya da kendimi mi bastırıyormuşum bilmiyorum artık..evde iyiki tv yok...yoksa her akşam helak olabilirdim ağlamaktan...bazen ağlayınca da yaş gelmeden ağlıyorum,çocuklar etkilenmesin diye..(hiç beni ağlarken görmedi aslı gerçekten de )çoğu durumda da dua dışından elimden bir şeyin gelmemesi o çaresizlik yar olamama cidden ruhsal durumumu bozuyor...buna da bir denge kurmam lazım....
şimdilik bu kadar..ben iyiyim...depresyonun acil çıkışından çıkmışım iş güç arasında...anlamamışım...baktım şimdi yorgunum ama bir sürü şey yapmak istiyorum,listem bile var yapılacaklar hakkında...farkına vardım ki iyileşmişim..darısı tüm diptekilere....
sss : çocuğu bir birey olarak düşünürüz ya hep,bize çocuk eğitiminde öğretilen aşılanmak istenendir hep...peki neden sürekli kucakta kalması gerekir...hele de yaşlı birine yer vermesi gerektiğini anlayamayacak bir yaşta ise..zaten çocuklar da ağlar,sızlar,hatta olay vahimleşir,çocuk kucakta değil de koltukta oturmak için diretir...şimdi yapılması gereken çocuğu kucağa alarak ne kadar güzel bir dille anlatılsa da yerinden kaldırmak mıdır..yoksa uygun yaşa gelene dek oturtmaya devam mı etmektir...bazıları için bu mesele değil,şahsi aracı dışında toplu taşıma kullanmıyorsa..ama tek çaresi iett olan ben ve benim gibiler için bu çözülmesi gereken bir durum...12 yaşından beri pasolu ve de iettnin sürekli taşınanı olarak...bu da bir şehir kültürü ne de olsa...burayı yazarken de aklıma fight club daki bi sahne geliyor,ne zaman hatırlasam sesli sesli gülmek isterim..hani uçaktadır ya e.norton...pitt amca yanındaki koltukta oturan nortonun önünden geçip koridora çıkacak ya sorar ona..acaba sana önümü mü dönmeliyim arkamı mı..valla aynen o işe benzedi benim sorum...oturtsam çocuğu yanıma,(velev ki biletini ödesem bile) arıza çıkar kesin..kucağıma alsam o harika! kişiliği mi zedelenir,zarar görür..kendinden fedakarlık etmekle yada benliğini beslemek arasında kalacak zavallı çucuğum...bizim kültürümüze göre yaşlıya büyüğe saygı ifadesini öğrenemeyecek mi...
sss : ne olacak benim kağıt kalem hastalığım...kalemleri döküp teker teker düzenleyip sayma...defterleri koklayıp koklayıp hatta yanağıma sürte sürte sevmeler felan..valla ıslanmayacak olsa şapur şupur öpücem onları...hiç birini kullanmaya yazmaya çizmeye kıyamama...evde el sürülmeyen varlıklar benim kırtasiye çekmecelerim..aslı bile !!! izinle açıp kapatır,gelen çocukları da uyarır ellemesinler diye...bugün mal varlığımı artırdım gene..allah hayr etsin sonumu..bi ara sevdiklerimden infak babında eşe dosta verdim bi kaçını..ama ertesinde aynılarından bulup aldım iyi mi....aynısından fazla olanları yanımda taşıyıp kullanabiliyorum ancak..ki onları birilerine verirsem içim acımaz zati...ama dur demeliyim ...denmeli bana...
sss :bir de aşırı acıma ve merhamet duygusunun beni bazen duygu felcine uğratması durumu var ki asıl evlere şenlik olay bu...hani bazen haberler çıkar ya evini kediye köpeğe boğan insanlar..işte onlarla aramda bir ev kadar farkım var..yani bi evim olsa doldururum onları...veririm üstlerine evi..bakımları için gelirim yanlarına...e tabi kendi yaşadığım eve tabii ki de alırım bir kaç tanesini..hele şimdiki evimde bir odacık kafiydi beraber yaşamamıza..buna çok üzülüyorum...olmamamasına...sokakta gördüğüm her canlı kalbimi burkuyor,ne yer ne içer...üşür mü diye....insan boyutunda daha fena tutuluyorum...eskiden katı kalpli olduğumu düşünürdüm,ya da kendimi mi bastırıyormuşum bilmiyorum artık..evde iyiki tv yok...yoksa her akşam helak olabilirdim ağlamaktan...bazen ağlayınca da yaş gelmeden ağlıyorum,çocuklar etkilenmesin diye..(hiç beni ağlarken görmedi aslı gerçekten de )çoğu durumda da dua dışından elimden bir şeyin gelmemesi o çaresizlik yar olamama cidden ruhsal durumumu bozuyor...buna da bir denge kurmam lazım....
şimdilik bu kadar..ben iyiyim...depresyonun acil çıkışından çıkmışım iş güç arasında...anlamamışım...baktım şimdi yorgunum ama bir sürü şey yapmak istiyorum,listem bile var yapılacaklar hakkında...farkına vardım ki iyileşmişim..darısı tüm diptekilere....
Yorumlar
ayrı ayrı ve uzunca yazmak isterdim ama vakit olmuyor ki yazayım...çocuklar 1-2 yaşındayken kolay da biraz idrak ettiklerinde açıklaması zor oluyor...karışık bi durum...