Bir Annenin En Kızdığı Şey
Çok güzel yazılar yazıyordum aklımdan bugüne dair,nasıl da olumsuz durumları bertaraf etmiştim kendimce,gönlümü rahat ve esnek hale getirip kızmayacağım,sinirlenmeyeceğim diyordum.Ama her yerden sızıveriyor bunlar bu sözler.Başlık da tam halimi yansıtıyor.Hiç şuandaki kadar içeri attığımı bilmem.Diğer bloglardan okuyordum ancak insan kendi başına gelmeyince tam olarak anlamıyormuş.
Gittiğimiz bilumum ev ortamlarında çocuklarımın rahat hareketleri şımarıklık olarak algılanıyor.Sürekli laf ediliyor,öğretmen olmuşum ama kendi çocuklarımı eğitememişimden giriliyor sözün gittiği yere kadar güya şaka karışık sokuşturmalar oluyor.Yani bir anneye edilecek en büyük haksızlık onun anneliğine laf etmekmiş onu anladım.Ve benim de en kızdığım durum buymuş.Sanki herkes onu büyütürken etrafımda pervaneydi,her sıkıştığımda yardımcı olmayı bırakın hal hatır sormuşlar da şimdi çocuğun bir günlük durumu söz konusu oluyor.Eleştiri için sonsuz bir hak veriyor.
Hareketli çocuk bence sağlıklı çocuktur.Ve kendine ve etrafına da gürültü ve dağınıklık dışında bir zarar vermiyorsa her zaman tolere edilebilir.Ne kırıcı ne de parçalayıcı çocuk değil bunlar.Koşturmaları sesli gülmeleri çığlık atmaları dur dediğimde heykel gibi donmaması yaramazlık başıboşluk olarak anlaşılıyor.Ben iki günde bunlardan bıktım,neden büyükşehri bırakıp da dağ başına çekildiğimi de cevaplamış oldum.Kendi halimce kendi kurallarımla kendi dağınıklığımla yaşamaktan mutluyum memnunum.
Varsın her anne çocuğunu istediği gibi yönlendirsin,büyütsün,kime ne...Nasıl her çocuk kendine özgüyse her anne de kendine özgüdür.Ama bunu kimseye hele de klasik aile eğitimine tabi olmuş yeni nesile bile anlatmak zor.Yaşlılar zaten yaşlı,anlayış beklemiyorum.Ama bir de okumuş sözümona taze anneler (yaşı bizimkilere ulaşmamış,gün boyu uyuklayan bebek anneleri) nasıl gelecek günlerden emin ahkam kesebiliyorlar,ben anlayabilmiş değilim...
Bugünün modu,zehir zemberek olsun.Üzüldüm ve sonucunda da çocuklarımı da üzdüm,yansıyor ister istemez...Ezik moda geçtim bir süreliğine.Umarım yarın bu halim düzelir de havanın açmış olmasını fırsat bilip İstanbul'un tadına varabiliriz.....
Gittiğimiz bilumum ev ortamlarında çocuklarımın rahat hareketleri şımarıklık olarak algılanıyor.Sürekli laf ediliyor,öğretmen olmuşum ama kendi çocuklarımı eğitememişimden giriliyor sözün gittiği yere kadar güya şaka karışık sokuşturmalar oluyor.Yani bir anneye edilecek en büyük haksızlık onun anneliğine laf etmekmiş onu anladım.Ve benim de en kızdığım durum buymuş.Sanki herkes onu büyütürken etrafımda pervaneydi,her sıkıştığımda yardımcı olmayı bırakın hal hatır sormuşlar da şimdi çocuğun bir günlük durumu söz konusu oluyor.Eleştiri için sonsuz bir hak veriyor.
Hareketli çocuk bence sağlıklı çocuktur.Ve kendine ve etrafına da gürültü ve dağınıklık dışında bir zarar vermiyorsa her zaman tolere edilebilir.Ne kırıcı ne de parçalayıcı çocuk değil bunlar.Koşturmaları sesli gülmeleri çığlık atmaları dur dediğimde heykel gibi donmaması yaramazlık başıboşluk olarak anlaşılıyor.Ben iki günde bunlardan bıktım,neden büyükşehri bırakıp da dağ başına çekildiğimi de cevaplamış oldum.Kendi halimce kendi kurallarımla kendi dağınıklığımla yaşamaktan mutluyum memnunum.
Varsın her anne çocuğunu istediği gibi yönlendirsin,büyütsün,kime ne...Nasıl her çocuk kendine özgüyse her anne de kendine özgüdür.Ama bunu kimseye hele de klasik aile eğitimine tabi olmuş yeni nesile bile anlatmak zor.Yaşlılar zaten yaşlı,anlayış beklemiyorum.Ama bir de okumuş sözümona taze anneler (yaşı bizimkilere ulaşmamış,gün boyu uyuklayan bebek anneleri) nasıl gelecek günlerden emin ahkam kesebiliyorlar,ben anlayabilmiş değilim...
Bugünün modu,zehir zemberek olsun.Üzüldüm ve sonucunda da çocuklarımı da üzdüm,yansıyor ister istemez...Ezik moda geçtim bir süreliğine.Umarım yarın bu halim düzelir de havanın açmış olmasını fırsat bilip İstanbul'un tadına varabiliriz.....
Yorumlar
Ben ve daha binlerce, belki on binlerce anne, bu tacizlere maalesef maruz kalıyoruz. Karşı taraf o kadar rahat ki...bir şeycik de yapamıyoruz. Ama ben defalarca şahit oldum ki...insanlar konuştukları her söz havaya gidiyor zannetseler de, kalp kırdığının farkında olmak şöyle dursun, "öylesine" içlerinden gelen her zehri dışarı verdiklerinde, bir kalem bunları yazıyor...ve günün birinde bu hali kat kat fazlasıyla onlara yaşatıyor...ne diyelim...mazlum ve "âh" meselesi sanırım...
Selam ve dua ile♥♡♥
Ben de senin gibi düşünüyorum. Çocuk dediğin canlı, neşeli, enerjik olmalı. Oğlum uyuşuk, koyduğum yerde kıpırdamadan duran, donuk bir çocuk olsa nasıl olurdu diye düşünürüm zaman zaman. Allah korusun. Kendine ve çevreye zarar vermediği sürece çocukluklarını sonuna kadar yaşamalılar bence.
boşver konuşup dursunlar..
boşver konuşup dursunlar..
yunus zıplarken tedirgin oluyor alttakiler rahatsız olur mu diye soruyor demişti...hep kontrollü...
istiyorum ki gönlünce hareket etsin,çocukluğunu yaşasın...bunları yaşamış biri olarak "ne biçim çocuk yetiştirmişsin yerinde durmuyor" deseler inan çok sevinirdim...