Balık Hafızası
Kalbe kalp denmesi sürekli değişim halinde olmasından ileri gelir...Dün neydim bugün neyim,ne hissediyorum...Gafletin nimet olması da bundan kaynaklanıyor zaten...Düşünüyorum da hep bunalım hali,derinlerde hissetme olayları,hayatı zindan ederdi..Benim için öyle olurdu herhalde...
Bu sabaha iyi uyanmam biraz da oldukça geç denecek saatte kalkmamdan mütevellit...Nicedir en geç 7.30 da uyanıyordum,bugün 11 e kadar sıkıntılı da olsa tembellik yapmış oldum.Bir ara Yusuf'un parmaklarını burnumun içine sokmasıyla canhıraş bir çığlık attığımı hatırlıyorum,saçımı çekiştirdiğini felan...Sonrası yarı uyanık yarı uykulu bir kaç saatti...
Kalktığımda çocuklar mucizevi bir kahvaltı yapmışlar,oynuyorlardı,temizlik yaptık,çizgi film izledik,uyudular 16 ya kadar,sonra da markete yolladım onları babalarıyla..Ben de iftar için yiyecek bir şeyler hazırladım...O saatler tam da günbatımının mutfağa değdiği anlara denk geldi,masa üstündeki balıklarımız turuncu turuncu parlıyorlardı.Zaten güneş turuncu,suyun içinde ışıklar kırılınca görselliği yemek yapmaktan ağır bastı..Fotoğraf çekemiyorum demiştim ya,şeytanın bacağını kırdım,aldım makineyi...Güneş batana dek bastım deklanşöre...Çocukları fotoğraflamaktan çok daha zormuş balık çekmek...Sürekli kıpraşıyorlar,makineyi görünce yem vereceğim sanıp daha da hareketleniyorlar...Neyse ki işe yarar bir kaç kare çıktı bence...Ama en çok ışığın kırılması ve fayans üzerine değen yansımalar hoşuma gitti benim...Biraz daha çalışmam lazım net fotoğraflar elde etmek için...
Bu sabaha iyi uyanmam biraz da oldukça geç denecek saatte kalkmamdan mütevellit...Nicedir en geç 7.30 da uyanıyordum,bugün 11 e kadar sıkıntılı da olsa tembellik yapmış oldum.Bir ara Yusuf'un parmaklarını burnumun içine sokmasıyla canhıraş bir çığlık attığımı hatırlıyorum,saçımı çekiştirdiğini felan...Sonrası yarı uyanık yarı uykulu bir kaç saatti...
Kalktığımda çocuklar mucizevi bir kahvaltı yapmışlar,oynuyorlardı,temizlik yaptık,çizgi film izledik,uyudular 16 ya kadar,sonra da markete yolladım onları babalarıyla..Ben de iftar için yiyecek bir şeyler hazırladım...O saatler tam da günbatımının mutfağa değdiği anlara denk geldi,masa üstündeki balıklarımız turuncu turuncu parlıyorlardı.Zaten güneş turuncu,suyun içinde ışıklar kırılınca görselliği yemek yapmaktan ağır bastı..Fotoğraf çekemiyorum demiştim ya,şeytanın bacağını kırdım,aldım makineyi...Güneş batana dek bastım deklanşöre...Çocukları fotoğraflamaktan çok daha zormuş balık çekmek...Sürekli kıpraşıyorlar,makineyi görünce yem vereceğim sanıp daha da hareketleniyorlar...Neyse ki işe yarar bir kaç kare çıktı bence...Ama en çok ışığın kırılması ve fayans üzerine değen yansımalar hoşuma gitti benim...Biraz daha çalışmam lazım net fotoğraflar elde etmek için...
Herşey gözümü ve gönlümü çelen bu ışıkla başladı..Hep önümde duran bu canlılara bir de farklı bir ışıkla bakmam bu akşamüstüne kısmetmiş...
Sanki iki kavanoz varmış da birinden diğerine geçiyorlarmış gibi görünüyorlardı...
En sevdiğim bu işte...Turuncu ışıklar altındaki turuncu balıklar...
Bu aralar profil fotoğrafımı bu balıkla değiştiresim var...
Balıkları ilk gördüğümde japon sanmıştım ancak organik ve orjinal göl balığı bunlar..Yaşamın çetin şartlarına örneğin 2-3 gün açlığa bile dayanıyorlar...
Işığı mı içiyor yoksa diye aklımdan geçmedi değil...
Su balesi
Bu bakışlar korkutur insanı ama....
İşte ben de bir balık olarak umarım çok derinlere dalmam ve dünyevi dertlerimi balık hafızama yüklerim...
Yorumlar