“Huz mâ safâ, da’ mâ keder”

Sessizim, yorumsuzum nicedir. Son bir ayı kastetmiyorum, belki de on yıl olmuştur.Yaşananlara,birikenlere rağmen iç sesimi tutup,dizginleyip,munis bir tona kavuşturup,bir nevi süzüp öyle aktarıyorum kendimi.Her gün bir sürü olaya uyanıp da sessiz kalmak,fikir üretmememek,yorum yapmamak mümkün mü?

En son okuduğum yazılardandı "körkütük taraf olamam" yazısı.Belki bir çok kişi rastgelip okumuştur.Bu yazı bende başka farkındalıklar da oluşturdu kendime dair.Gene bunu tetikleyen başka bir söz daha vardı "bir sürü arkadaşım olması ve her ortama uyum sağlamam" la ilgili.Üniversiteden bu yana bir sürü ortam oldu etrafımda.Her gruptan her görüşten...Öğrencilerim oldu bir sürü,rumu,ermenisi,musevisi,yezidisi,alevisi...Eski çıkıntılarımı törpülemeseydim ne ben yaklaşabilirdim onlara ne de onlar bana açılabilirlerdi.

Omurgasız değilim,bir bakış açım,değişmez ilkelerim var,benden öte beni bağlayan şeyler var...Ölsem de vazgeçemediklerim var.Ancak bir görüşmede,muhabbette,karşımdakini yaralayacak konuları açmamaya özen gösteririm,bu yaralama illa duygusal anlamda değil.Bazen masum bir tartışma bile keskinleştiriyor sözleri.Belki ben alenen söylesem gerçeği pat diye,sırf inattan kabullenmeyecek karşımdaki,ya da o da başka bir sözle inadını perçinleştirecek.Yanlışını katmerlendirecek.Ya da ben söz üstünlüğüne sahip olma adına niyetimden uzaklaşacağım.Nefsim işin içine girecek ve her şey farklılaşacak.Öğretmenliğe başlayalı beri "yapmam" dediklerimi yaptım.Nefsime çok zor gelse de.Öncelikle en memnun eden beni,ailemle aramı düzeltmem olmuştur.En son babam "küçükken bizi çok üzdü ama şimdi herkesten yakın" demiş ya anneme..Gerisi boş diyorum.Lise yıllarında anne-babamın yanlışlarıyla uğraşıp kavga ederdim,bunlar küçük meseleler olsa dahi.Şimdi ise hoşgörüp rızalarını almaya çalışıyorum...Abimle problemler vardı,hallolmadı ama açmıyorum mesela o konuyu,iyiyiz şimdi.Hatta köydeydik geçen haftasonu,gene gelin diye ısrar etti bize.

Okuldaki arkadaşlardan bazıları son yaşanan olaylarla ilgili fikrimi sordu,onunkini zaten biliyorum,ne desem diye düşünüyorum aslında aklımdan geçen bir sürü şey var,ama şu ortamda o fikirler onda ters tepecek,"izliyorum,bekliyorum,görünenden mutlaka farklıdır her şey"deyip düşüncelerimi en basit ve temel şekilde ifade ediyorum.Sonra o arkadaş en sevdiği bir börekten yolluk hazırlayarak uğurluyorum memleketine...Bence böylesi daha hayırlı oldu.Onu kırmadan,kutuplaştırmadan ilişkimizi, sarılarak,hüzünlenerek ayrılmamız,birbirimizi hayırla minnetle anmamız daha iyi değil midir?

“Huz mâ safâ, da’ mâ keder” * sözü ile amel ederek insanlarda olaylarda güzel olanı saf olanı görmeye ve o ahlaka riayeten muamele etmeye çalışıyorum.Bu anlamda terbiye etmeye çalışıyorum kendimi.Eğer bu omurgasızlıksa olsun varsın,kalp kırmamak,insanları Allah'tan uzaklaştırmamak,herşeye sevgi nazarıyla ve "Yaradılanı severim Yaradandan ötürü" mucibince davranarak ehlileşmeye çaba gösteriyorum.Güzel bir zatın kitabında okumuştum bayağı zaman evvel,"bir insanda 9 kötü 1 iyi huy varsa o 1 huy için iyi davranılması gerekir" mealinde bir sözdü.O 9 kötü huy için bir insandan uzaklaşmak yerine iyi huy hürmetine iyi davranmak ve ordan kalbe girmek benim anladığım....

İşte bunlar benim bakış açım olunca haliyle bir sürü arkadaş ortamı oldu,ha,çok sık görüşüyor muyum,hayır,ama bir araya geldiğimizde aradan geçen yıllar saniye gibi uçmuş oluyor,samimiyetten eksilen bir nebze bile yok hakikaten...

Blog yazıyorum,buna yazmak denirse,bir sürü blog okuyorum ancak yorum felan yazmak beni geriyor,instagramda,twitter yada fb.da aktif bir insan değilim.Güncelleme de üçü beşi geçmez....Nasreddin hocanın hindisi gibi ben de düşünüyorum ...

Vesselam....
*kederi bırak mutluluğu al

Yorumlar

Ne güzel bir yazı olmuş.Yaradılanı yaradandan ötürü sevmek benim de hayat görüşlerimden biridir.Ama bir insan sevilmemekte ısrar ediyorsa kendinle çelişip,sabır yumağı haline gelmenin anlamı yok diye düşünürüm.Peygamberimizin veda hutbesinde okumuştum galiba''ahirette insan kendine olan davranışlarından da sorumlu tutulacak ''diye bir cümle.Bu yüzden kimseyi kırmamak adına kendinde yaralar açma.Üslubunca fikir paylaşılırsa karşındaki seni anlayacaktır,buna rağmen seni anlamıyorsa ilişkide bir eksik var demektir.Bunlar benim hayattan edindiğim tecrübeler.Senin yaşadıklarını yaşayan biri olarak söylüyorum.Sevgilerimle.
Merve Safa Likoğlu dedi ki…
Uzun zamandır bakmıyormuşun blog'una.
Son iki yazını okudum peşpeşe. O kadar iyi geldi ki bana. Yazmak istedim. Rabbim gununu güzel etsin

Bu blogdaki popüler yayınlar

B

evli evine,köylü köyüne...

Yeniden Başlayabilmek