Fuat Saka

 Akşam yemeğini ocağa koyarken elime ilk gelen kaseti aldım kutudan. Teybi çalıştırdım, Lazutlar olanca anılarıyla dilime ve aynı anda içime işleyiverdi. Fuat Saka ile tanışmam üniversite öğrencisiyken ev işlerinde ve çocuk bakımında yatılı olarak yanında kaldığım aile sayesinde oldu. Üç katlı evin çatı katında Beykoz ormanlarının kokusu ve güney cephenin olanca hararetiyle ütü yapardım. Sündüs abla yazları kaldıkları bu evde teknolojiye yer yoktu. Kafa dinlemek için geldiklerinden televizyon İnternet falan yoktu. Sadece bir cd çalar vardı. Öylesine basıverdiğim çalma tuşuyla Fuat Saka'nın sesi ve canlandırıcı müziği dolmuştu odaya. Ütü bir yandan ikindi güneşi öte yandan kavururken bunlara aldırmayıp nerdeyse horon teper vaziyette ütüleri bitirirdim. Bir zaman sonra denk geldiğimde kasetini almıştım kendime de. Ama kasetçalarlar piyasadan silinince dinleyemez olmuştum. Çok şükür birkaç seneden beri bir teybim var artık...Öyle ki benim için zaman makinesi hükmünde bir alet oldu.  Ne zaman bulunduğum andan daralma gelmişse içime bir kaset koyuyorum bakıyorum yaşım 19 en fazla 23...Dahası yok..

Ha o zamanlar çok mu mutluydum memnundum hayatımdan, değil, ama zaten yaşanılan anın tadı sonradan anlaşılmıyor mu. Zor da olsa kederi sevincine fark atmış dahi olsa yaşadığım her anı seviyorum...İyi ki yaşamışım diyorum.

Şimdi çocuklar babalarıyla arabada tur atıyorlar Kandıra'nın köylerine doğru. Kabak dolması yaptım, iç fazla geldi her zamanki gibi,iki patlıcan soydum, oydum, onları doldurdum, bir patatesi de nerden estiyse dilimleyip dolmaların üzerine kapattım. Salata yaptım evde kullanılacak her yeşillikle...Kokusu ile mutlu oldum. Sanki ben yapmamışım gibi...Sıcak su vardı, adaçayı demledim, oturdum ve yazdım. Yazmaya devam etmek istiyorum artık.