yaşlılarla yaşam klavuzu-1

21 önemli bir dönem oldu benim için…Kayınvalide ile geçirilen bu 21 gün birçok şeye tahammül-sabır-alışma için bie eşikmiş en önemlisi…Dönüş bileti alınıp da Adana’ya yol görününce,Mustafa’ya,”tam da alışmıştım gidiyor annen” deyiverdim..Bu öylesine çıkmadı dilimden..Gerçek bir ifadeydi..Yani artık daha da fazla kalsa çok da etkilemeyecekti yaşamımı..Ya da ben öyle sanıyordum…

İlerde unutmayayım,zorlanırsam tekrar okuyup hazırlık yapayım diye bir kılavuz hazırladım kendime…Gerçi yaşlılarla çok içli dışlı bir hayatım olmadı,anneanne-babaannem bile olmadı…Ama bir Alzheimer hastası bir teyze ile geçirdiğim bir yaz çalışmasını da dahil edersem hepi topu 1 senelik bir yaşantım olmuştur 65+ insanlarla….

Evimiz Darülaceze’ye yakındı,ama hastanesi dışında ziyaret kısmet olmadı..Onlara sormak istediğim bir soru hep içimde kaldı,hep de sormak isterim bir yaşlı ile muhatap isek...”Bu kadar senelik ömründe hayattan ne anladın amca-teyze” demek istedim…Koskoca bir boşluk olmasından çok korkuyorum,keşke’li cümleler kurmaktan ise ölesiye korkuyorum…Hani kişilik gelişiminde bir evre vardır ya,kişi geçirdiği yaşamda amacına ulaşmışsa bir tatmine ulaşır ya…Onu yaşamak istiyorum…Ve sonunda da güzel ölmek istiyorum inşallah….Zaten en büyük korkum istemediğim haller üzerine son nefesi vermek..Allah ölümün bile güzelini versin….

Evet,yazının nihayeti,ey nefsim….Dön de arkana bak….Sonra tekrar ileriye bak…Şimdi çemkirdiğin haller,ilerde senin de kaderinden bir sayfa olabilir…Unutma!!!

1.Yaşlı insan,valizini her daim yanıbaşında isteyebilir…Sen de onu sığdıracak bir yeri ona çok görme..Evin küçüklüğünden dem vurma…

2.Her yemekten sonra mutfak tavuk besleyecek kadar kırıntılarla dolu olabilir…O kadarını senin veletler de yapıyor..Neticede biri ömrün başında biri sonunda ikisinin halleri birbirine benzer…

3.Neyse,akşama ekmek varmış dediğin anda,ekmeğin sadece kabuktan ibaret olduğunu görünce sinirin beyin zarına temas etmesin…Allaha şükret,kabuğu yiyecek dişin var…

4.Sabahtan akşama kadar açık kalan doğalgaza üzülme,ev yerindeyse ona da şükür (bunu alzheimerli teyze yapmıştı)

5.Senin 10 günde bir yaptığın bir yemeği yaşlı insan “hergün yiyoruz bıktım” diyerek tabakta bırakıyorsa buna diyecek bir lafım yok..Tabakta ne olursa olsun yemek kalmamalı..Nimete saygı!

6.Televizyondaki dizi-film oyuncularıyla konuşarak seniz izleme keyfini bölüyorsa,gıcıklığına altyazılı filmler izlemek de bir çözüm olabilir…

7.Senin dinlemediğini bile bile eskilerden ve tanımadığın kişilerden bilmediğin konulardan laf açıyorsa,hep açacaktır…Ne kadar “ben dinlemiyorum dediklerini”desen de o anlatacaktır..Mutlak monologa kayıtsız kalma….

8.Son bir şey daha…yaşlandıkça insanların dünyaya kök salmaları daha da kuvvetleniyor…bunu da hoş gör ya hu….


Yaşlılıktan söz açılmışken bu yazıyı ömrünün başındakilere ait birkaç fotoğrafla bitireyim….



Yorumlar

pelinpembesi dedi ki…
:)) valla aynen dediğin gibi herşey :) ama unutmayalım bir gün bize de çok kızacaklar..
Unknown dedi ki…
İnsanlar az çocuklu çekirdek aile yaşantısını benimsedi.Artık evlerde kazayı belayı savacak günahsız bebekler ve aciz ihtiyarlar yok.Benim gözlemim;musibetler de katmerli o yüzden.Ömür her durumda geçiyor,icini doldurmak ,sermayeyi değerlendirmek lazım.Evet ihtiyarlar bazen çekilmez oluyor fakat ben bu yasımda bile zaman zaman kendini çekilmez bulan bir insan olarak yaslaninca neye dönüşeceğimi kestiremiyorum.O yüzden dikkatli olmaya calisiyorum.

Bu blogdaki popüler yayınlar

B

evli evine,köylü köyüne...

Yeniden Başlayabilmek