İçimdekiler

Yine bir iç döküş yazısına başlayacağım galiba..Uzun süreli ayrılıkların sonucu oluyor böyle...Zaten bir işe yoğunlaşınca geri kalan her şey öylece duruveriyor..Ama sabit değil de kaynayan bir kazan gibi..Kimi olayı klasik bilinçaltına itmeyle,kimisini bastırmayla halletmeye çalışıyorum..Ama basıncı alınmamış bir kazan bu..Her an büyük patlama olabilir içimde...

Geçen cuma eve taksiyle dönmek zorunda kaldım,o kadar ödev,kağıt vs.birikti ki...Hala da çalışma odamın büyük kısmını işgal ediyorlar..Haftasonu hiçbirşey yapamadım...Girmem gereken sınavlarım var,online da olsa,kopye olasılığı da var olsa,bir stres oluyor üzerimde..Bir de anlamadan öğrenmeden geçmek de istemeyişimin etkisi var tabi...

Çocuklar ilgi istemekte,o denli ki,en geç 8 de yatarlardı,şimdi nerdeyse 11 e kadar benim ayağımdalar...Yusuf olayı abarttı,sırt sırt deyip tepeme dek çıkıyor...Yemeğini bile tepemde yiyor...Aslı'nın işi gücü "barbi konuşturmaca oynayalım" da...En nefret ettiğim şey..Resmen kendi elimle başıma bela sardım ona bebek almakla...Okula gitmek istemeyişi de cabası..Sırf tatil günü mü diye sormaktan haftanın günlerini ezberledi...

Ev de özel ilgi bekliyor...Yeni halıya döktüğüm kahve hala silinmek için gözüme gözüme bakıyor...Çamaşırları toplamak için yeni çamaşırların serilmesi gerekiyor....Allah'tan Yusuf'a bakan abla yemek yapıyor,aç kalmamız sözkonusu olmuyo bu sayede...

Yani bir benim bir isteğim yok bu evde....Belki biraz zaman işimi görürdü...Bu saat oldu,kafam duman...Göremiyorum hiç bir şey..Halbuki şimdi göremediklerim ve düşünemediklerim sabah uyanınca bir bir düşecek kafama taş misali..Ve her zamanki koşturmaca olağan hızıyla sürecek evde ve okulda.....


Rehberlik yaptığım 11.sınıf öğrencilerim var...Onlarla konuşmaktan başıma ağrılar giriyor...Hayalen bile sürüyor konuşmalar...Yapmak istediklerim yanında bana verilen süre öyle az ki...Öğretmenler ders saatlerinin çokluğundan şikayet ederler ya,valla bi on saat de olsa girmek istiyorum ben..Verilen süre sadece derse yetiyor...Özel ilgilenmek için ayrı bir zaman da yok...Ve öyle problemli bir sınıf ki,her hafta bir olay,bin şikayet...Köylerine kadar gidip velileriyle görüşmeye çalışıyorum ama samimiyet zor tesis esilen bir durum...Ne yapsam bilmiyorum....

Güzel şeyler de oluyor,çok şükür,yoksa nefes alamazdım...Geçen cuma,12.sınıfımla yemek yaptık,sınav bitişi şerefine..Çiğ köfte yaptım onlara....Eğlenceli geçmişti....Komik fotolar çekildik...Öğretmenler gününde de çocukları bakıcıya bırakıp bekar gezdim,bekar arkadaşlara takılıp...Terk edilmiş evlerin bahçelerinde sis altında foto çektik gene...Galiba beni bu aralar rahatlatan tek şey fotoğraf...Düğmeye bastıkça stresim sinirim azalıyor,yumuşacık oluyorum..Ve fotoğraf çekerken gülümsediğimi farkettim,uzaktan komik görünüyorumdur ama hoşuma gidiyor...


Uzaktaki arkadaşlar"nasıl,alıştın mı" diyorlar...Cevabım belli...Sıkılmaya da alışmaya da vaktim yok...Meşgalem belli,gün belli...Ama bu aralar evde kalıp sıkılmayı özlüyor gibiyim...İnşallah güzel bir vesileyle evde kalmaya bahanem olur....

vesselam...

Yorumlar

hüznün tadı dedi ki…
Keşke seni rahatlatan fotolardan birini koysaydın.
Deli Anne dedi ki…
güzel bir vesileyle evde kalmak, hayırlısıyla olsun inşallah:)
Zuhal Keskin dedi ki…
Uzaktaki arkadaşlar...
pinus dedi ki…
zuhal...nihayet :)

Bu blogdaki popüler yayınlar

B

Yeniden Başlayabilmek

evli evine,köylü köyüne...