mahalle baskısı
Valla var böyle bir şey…diyenler çok da haklı kendilerine göre…bulunduğunuz muhitin normlarına uygun değilseniz bir zaman sonra bu şablona göre şekillendiğinizi siz de fark ediyorsunuz…bunun en güzel örneğine bir nokta daha koymuş oldum bu akşam…..
En yakınımdan apartman komşularımdan başlayayım anlatmaya,sonra da karşı apartmandaki bizim daireye denk gelen komşuya özel bir bölüm ayırıcam..
Bu yazı bit palas gibi olacak baştan belirteyim de elf şfk okumaktan gına gelenler buradaki köşeden sola sapsınlar….binamız gayet yeni bir yapı olup bir yılını bizimle doldurdu..4-5 kiracı gerisi ev sahibi…onların biz kiracılara ayrı bir baskısı var o da ayrı mevzu…bu gidişle bizi de ev sahibi yapacaklar ama başka bir yerde …efenim,8 katlı 16 daireli bu binada benden başka çalışan üç bayan var,onlarla da pek görüşemiyoruz,onlardan şikayetim yok,hatta birini en son geçen sene görmüştüm,diğerleri ev hanımı,keyif ehli…en üst katta Gülay ve burcu var…yeni evli,temizlik hastası,evleri teşhir salonu gibi,tüller pullar simler…sadece bak geç yani…iki çocuklu bir komşu olarak onlara sadece bir kere gittim..genelde çocuklu bayanlar fantezim..
BURCU:16 numara…Bir kere gittik,Yusuf bir kustu , bir daha da cesaret edemedim..bir gün hastaneye gidiyoruz saat 7 buçuk,burcu çıkmış Fransız balkonu ve önündeki korkuluğu siliyor…gece iyi üşütmüş olmalı…çamaşır asıyorum,üstten bu halıları sermiş yine,(aslında her gün silkeleyip günlendiriyor,tüyleri kabarıyormuş)…üstü başı temizlikçi teyzeler gibi çamaşır suyu veya o gün ne kullandıysa artık deterjan menüsünü koklayabiliyorsunuz…ama her gün bir paket sigara içip de nasıl temizlik yapıyor,nasıl vakit buluyor ona da aklım şaşıyor.
AYNUR:9 numara…Karşı komşum,Yusuf’a bakacak olan arkadaş..severim kendisini..gönül hem de kahve muhabbetimiz vardır kendisiyle..istisnasız her gün ev siler süpürür…toz alır…halılarını yıkar,mutfak camının önünde hiç toz görmüşlüğüm yoktur..sordum,niye toz olmadığını,camın nasıl da berrak göründüğünü,onu da siliyormuş her gün…(hönk dedim,pis kadın dedim kendime) iki çocuğu var,biri 3 e diğeri 8 e gidecek…ev pırıl pırıl…
EBRU: 4 numara..Yaramaz bi Ömerciği var,acayip dağıtkan bir çocuk…ne zaman evine gitsek mutfak düzenli,yine camlar pırıl pırıl..koltuklarda leke yok…bir de bu ev hanımları altın günü yerine temizlik günü yapıyorlar kendi aralarında..(ay canım,dün de işte gülaydaydık,koltukları yıkadık benim makineyle,halıları çektik felan..şeklinde) beni içlerine almıyorlar,biliyorlar onlara gitmeyeceğimi…Bu Burcu,kendi evi yetmiyor,Ebrunun evini de çekip çeviriyor,böylesi parayla bile bulunmaz,bu kız bedava yapıyor,bulaşığına varana kadar yıkıyor,çamaşırını asarken bile rastladım..bende de şans yok ki..benim gücüm anca garibim mustafaya yetiyor…
KARŞI APARTMANDAKİ KADIN:İnsanın balkonu bi gün de boş olur değil mi..yok anacım..bugün düşündüm de bu kadının bir tek koltuklarını görmedim yıkanabilir-asılabilir olarak…her hafta koltuk minderleri,yastıklar,halılar,çarşaflar,kilimler,neler neler…o yastıkları cama sıkıştırıyor,ceryan yapıp kapanmasın diye..ev güzelce havalanıyor..herşeyi yıkayıp üç ayrı çamaşır askısına asıyor,şu balkondan aşağı sarkanlara….sonra gelsin camlar…kesin ipince olmuştur siline siline…
Şimdi gelelim bunun neresinde baskı var ki diyenlere…ruhen tertipli ve de tireki (alucraca kılı kırk yaran,titiz anlamına gelen bir deyim..) olarak tanımlayabilirim kendimi..çocuklardan sonra içimdekini dışa vuramama oluştu..isterim ama zaman bulamam…derdim….köyden geleli bir ay oldu az çok,ben üç defa cam sildim..bu normal midir a dostlar…bu sayıyı bir yılda bulurdum ben..reklamların birinde vardı ya tül çok grileşmiş de kadın havayı kapalı sanıp şemsiye alıyor ya,severim o reklamı…bizim de o hesap…Mustafa erteleye erteleye 3 ayda bi cam silecek de yılda iki kez tül yıkanacak da….güneşli günler göreceğiz,inanın çocuklar..mutfak camım temiz…beyaz eşyaları çekseniz ancak bir haftalık kir çıkar…eskiden senede bir silip “hımmmm,bu sene şu kadar tabak,bardak kırılmış”, “aaa,şu eşyanın zımbırtısı da buradaymış”,”amanınnnn benim tahta kaşıkların ikisi de araya düşmüş,bak gördün mü” nidalarıyla temizliğimi sevinçle yapardım..şimdi sürpriz yok,ciddi ciddi seyrediyor işler…ayol banyo küveti bile kuru,damla su yok..eskiden kirlileri orda biriktirmişliğim çoktur…siirtte halıları kotluları yıkarım diye bi heves aldığımız halı yıkama makinesini kutusundan iki defa çıkardık 3 yılda o da…bu hanımlar ayda iki kez yıkarlar koltukları o da koca-karı var evde yani..ne çocuk ne bebek var evlerinde….
Hele bugün ben ne yaptım bunlara uyup,halı yıkadımmmm..hem deee bildiğiniz yıkama…yalnız bi hilem var onlar 3-4 çitileme yapıyor,ben bi kere köpürtüp ay,fazla kir yok,durulayayım deyip 2 saatte bitirdim işimi…iş bitiminde de Aynur köpükleri bol kahvelerle geldi de mesaim bitti…kahve demişken mahalle baskısıyla en fazla iki ayda 250 gramlık türk kahvesi bitti bizim evde..normalde 50 gram dolapta bekleye bekleye toza dönerdi….
Evet,bizim burada baskı temizlik..artık günün her saatinde misafire açığım…blog sakinleri sizi de çaya kahveye hatta kahve altına bile beklerim…müsaitim…bu aralar it gibi temizlik yapıyorum…öptüm….
bir çekiliş var,güzel hediyelerle dolu..meraktan katıldım,duyuruyorum...uğur ola...şansını denemek isteyen buraya
Yorumlar
nerde temizlik var, Nilhan kaçar.
daha az önce eşimle bu yüzden tartıştık. ev koksa umuru değil. haftada bir cumartesileri yapıyorum (o da kerhen) , ona bile surat yapıyor. anlamadım gitti bu adamları hem temiz avrat isterler hem temizliğe tahammül edemezler.
Furkan ve Mert e yaptığınız yoruma katıldım. Dikkatimi çekti geldim. Yazıya bayıldım çok güldüm.
Ben pasaklıyım onlara göre. Bence de pis değil pasaklıyım. ne yapayım yani, ev dağınık olsun, çocuk büyüyünce herşey düzgün olacak nasılsa ( eşim emin diil)
Evde temizlik olunca da biz çıkarız evden. Oysa bu temizlikseverler evde kalır kadınları deli ederler, bana da hayret ederler.
Operim.
Pasaklı anne Çiğdem
nilhan…temiz kadın istemek de güzel ..bizimkinin öyle bir isteği de yok..görmüyor adam..iki resim arasındaki farkı göremeyenlerden…ama ben inatla temizliği ona yıkıyorum o ayrı…
ratatoule….psikolojik olarak kendi evini kıyaslıyorsun onlarınkiyle…kimseyi de çağırmak istemiyorum…pis değilim ama hijyen de değilim…dağınık evde de ruh dinginliği bulamam…iki duruma ortak nokta bulsam ne iyi olurdu…
çiğdemcim…evde kalmak her daim evin işini yapmakla eşdeğer onlarda..diyorum onlara gidin kütüphaneye üye olun,film seyredin..benim için lüks olan onca zaman heba oluyor onların elinde…gezmeye bile gitmeden kukumav kuşu gibi duruyolar öyle..
temizlik varsa çocuklar ya benle ya da babalarıyla dışarıda olur..şanssız kişi temizliği yapar..
nabrut.ben açmıyordum bir süre kapıyı…bir de ev hali kıyafetlerim pek müsait olmuyordu,malum sürekli emzirme halindeyim..onlar da vazgeçtiler gelmekten.şimdi müsaitim..beklerim..