Denge insanı olabilmek

Elimdekilerle yetinmeyi bilemiyorum galiba..Yoksa nefsim ordan vurmaya kalkışmazdı.Açgözlülükten çok maymun iştahlı yapım sayesinde birden fazla isteğe sahibim..Ya da bir çok şeyin üstesinden gelebileceğimi düşünüyorum..Ve bu durumda o işleri yapabilmek için daha fazla nesneye eşyaya ihtiyacım olduğunu sanıyorum...

Bir ara kıyafetlerimi kendim dikmeye kalkışıp dikiş makinesi aldım,üç yılda elimden bir bez çanta ve Aslı'ya uyduruk bir askılı pantolon diktim...Ayıracak zaman ve dikkatim olamadı bir türlü...Ya da ekmeğimi kendim pişireyim demiştim,akmek makinesi aldık,bir sene randımanlı çalışmadan sonra,makine arıza verdi ve şuanda nadiren kullanılan bir ürün oldu evde...

İşte,bazı eşyalar oluyor,sanki iş yapma hevesim artacak,yada daha işlevsel olacağım diye benim olsun istiyorum..Uzun süre kahve makinesi için kendimle mücadele halindeyim.Sank almış olsam daha uyanık gecelerim olacak,aygın baygın olmayacağım sabahları...

Yani bu aralar hep böyle...manton eskidi,yenisini al...Bot ve çizmenden başka ayakkabın yok kışlık,al birkaç tane,lazım olur...Kol çantanın kenarı yıprandı,çanta da lazım...Ya da eşarp oluyor bu,ya da çocuklarla ilgili bir kaç malzeme...

Sakin zamanımda aklımı nefsimi karşıma alıp,konuşturduğumda onları,ikna ediyorum kendimi..Ama sanki bu mesele bitmemiş gibi,tekrardan hortluyor bizimkisi,bu sefer başka bir yerden...Gerçekten baktığımda,elimdeki malzeme işimi görüyorsa,son nefesine kadar kullanmak gibi bir alışkanlığım var..bazı dönemler çok müsrifleşebiliyorum,farkındayım,ama mevzu kişi ben isem,aynı rahatlığı gösteremiyorum...

Ama içimdeki de susmak bilmiyor işte...Bazen dekorasyon sitelerine,hatta bazı blog yazarlarının ev fotoğraflarına bakıyorum,düzenli,sade ve estetik evler var...Yani dünyevi ve maddi konularda hep bir üst seviye var,daha güzeli,daha hoşu,daha çarpıcı olanı mutlaka var...Veya çocuğu daha zeki olanı,daha iştahlısı vs...

Ben daha bu kendimin farkına vardığım yıllarda,daha azına kanaat edeceğim derken buna kalben de iman etmişken,bu azıtmışlığıma anlam veremiyorum..Halbuki nefsimin vurabileceği daha zayıf yönlerim var diye düşünüyordum..

Bir aydır bu duygularla cebelleşmekteyim...Yapmayacağımı bilsem de tatminsizlik oluşuyor insanda...Elindekinin kıymetini hakkıyla takdir edemiyor...İçimdeki ben,beni ürkütüyor bazen....Kendimden Rabbime sığınıyorum...Ki şaşırtmasın beni,bizi...


Bunu da buraya yazıyorum ki kendime resmi bir ikaz olsun..Hayır,kimse almasın,evini süslemesin diye bir kıskançlığım sözkonusu da değil..Bakış açıları farklıdır,ihtiyaçlar farklıdır vs...Ben gözümün doymamasına ,elimdekine şükredecek kanaat eşiğimin yükselmesine itiraz ediyorum kendimce...Karnımı bir lokma ekmek doyuracakken (hakikaten oruç tuttuğumda iki-üç bardak suyu içip yemek bile yiyemediğim olmuştur) o ekmeğin tazesi-bayatı,yemeğin yanında pilavın olup olmayışı,ayakkabının teki-çifti ne kadar meşgul ediyor kalbimi...Oysa ben kalbimi boşaltmaya,içindeki nesneleri çıkarıp yerine asıl sahibini misafir etmeye aday olmuştum nacizane...Teferruatların beni boğduğunu hissediyorum zaman zaman..Asıldan saptırıp salaklaştırdığını,duyarsız hale getirdiğini,uyuşturduğunu hissediyorum...

Ben bu aralar mümkünse kalben dinlenmek ve kapılarımı tamamen kapatmak istiyorum....İnşallah...

Yorumlar

asılcano dedi ki…
ben doğru düşünüyormuşum demekki. sana diyordum hep çok müsrüfsün diye.hatırlıyor musun bir gün sınav çıkışı Huzur'a gidip bir memmur maaşı kadar alışveriş yapmıştık:)sen olmasaydın ben asla vermezdim o kadar parayı.Allahtan çabuk ayrıldık da beni çek senetten borçtan içeri almadılar:)))))

Bu blogdaki popüler yayınlar

B

Yeniden Başlayabilmek

evli evine,köylü köyüne...